Halk, TSK karşıtlığıyla oy vermedi

22 Temmuz seçimlerinde AKP’nin önemli bir başarı elde ettiği; buna karşılık muhalefet partilerinin ya çok başarısız kaldığı ya da kısmen başarılı oldukları bu sütunda daha önce de dile getirilmişti. AKP’nin başarısının en önemli sebeplerinden birisi ana muhalefetin, politikalar temelinde halkı ikna edecek alternatifler ortaya koyamamasıydı. AKP’nin ‘istikrar’ kavramını çok iyi sattığını; sıcak parayla finanse edilen ekonomiyi yaygın medya ile birlikte iyi pazarladığını; düşük kur ve yüksek faiz denkleminden nemalanan İstanbul iş çevrelerinin ellerindeki medya gücüyle ‘ya AKP ya da kriz’ korkusu yarattıklarını biliyoruz. Dağıtılan erzak paketleri ve kömür... Buna karşılık, IMF politikalarına alternatifler sunan, üretim ve ihracata dayalı bir politika uygulayacağını halka anlatan olmadı. Piyasalar sopasıyla korkutulan ana muhalefet ‘biz de IMF politikalarını aynen uygulayacağız; hatta bundan şüphe edilmemesi için buna uygun kişileri milletvekili listelerimize aldık’ demeye başladı. IMF politikalarını noktasına-virgülüne kadar uygulayan bir iktidar varken, aynı politikaları daha iyi yürütüceğini söyleyenlere halk prim vermedi. Çünkü halkın penceresinden bakıldığı zaman, ortada parlayan ve iş yaratan bir ekonomi olmasa bile ‘istikrar’ olarak bir şeyler görünüyordu. Hükümet işsiz yığınlara iş alanları yaratacak girişim yapmasa da açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanlara muazzam denilebilecek oranlarda erzak ve kömür yardımı yapmaktaydı. Acaba AKP iktidarı devrilirse 23 Temmuz Pazartesi gününden itibaren söz konusu erzak ve kömür devam edecek miydi?7.5 milyon insana paketler günderilmiş... 22 Temmuz seçimlerinden sonra ortaya çıkan rakamlar bu işin boyutunu ortaya koyuyor. 2006 yılı içerisinde 7.5 milyon insana düzenli erzak ve kömür dağıtılmış. Bu rakamı ikiyle çarptığımızda on beş milyon eder ki, AKP’nin aldığı toplam oylar da 16.5 civarındadır. Ankara Büyükşehir Belediyesi 265 bin aileye düzenli yardım etmiş. Bu rakam dörtle çarpıldığında Melih Gökçek’in 2004 yılında aldığı toplam oydan daha fazlası eder. Bütün bunlar yan yana getirildiğinde, 22 Temmuz seçimlerinde seçmenlerin hangi gerekçelerle AKP’ye oy vermiş olduğu gayet açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Hükümeti ‘neden bana iş bulamıyorsun’ diye suçlaması gereken kitleler ‘Allah razı olsun, bu hafta da erzak paketimiz geldi’ düşüncesiyle oy kullanmış. Sonuçları TSK ile kavga şeklinde yorumlayanlar... AslInda bütün bu veriler ortadayken, küçük ama fevkalade azgın bir azınlık, seçmenin AB sürecine destek verdiği; PKK’ya karşı mücadele edilmesini istemediği; Kıbrıs vs. gibi dış politika konularında hemen tavizden yana olduğu şeklinde yorumlamaya meyilli. Aynı gruptakiler bu sonuçların 27 Nisan bildirisine bir karşı bildiri hatta bir muhtıra olduğunu söylemek suretiyle halkın TSK’ya karşı olduğu havasını yaymaya çalışıyorlar. Konda şirketinin Ekim 2006’da da AKP oylarını yüzde kırk beşler olarak gösterdiğini unutan bu çevrelerin en büyük arzusu AKP politbürosu ile Türk Ordusu’nu kavgaya tutuşturmak. Yakın zamana kadar AKP polit bürosunun bizzat gaz verdiği bu çatışma ortamından son zamanlarda Başbakan Erdoğan’ın biraz uzak durmakta olduğu anlaşılıyor. Fitne fesat topluluğu olarak hareket eden bir grup ile Amerika’nın ‘ılımlı İslam’ adıyla piyasaya sürdüğü; ama gerçekte ‘İliştirilmiş Bağımlı İslam’ anlayışını temsil edenler, İkinci Cumhuriyetçilerle birlikte bu kavgayı körüklemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Halkı yanlış anladıkları açık... Pek çok kişiye halkı anlamadıkları eleştirisini getiren bu grupların aslında kendileri halkı anlamıyor. Çünkü AKP’ye oy veren halk aynı zamanda Ordu’ya güvendiğini her vesile ile anlatıyor, ortaya koyuyor. Öyle olmasa anketlerde en güvendiği kurum sıramalasında neden Ordu en başta ve bazan yüzde doksanları bile aşan rakamlarla yer alsın? Hatta belki de CHP’ye oy veren seçmenin bir kısmı TSK konusunda AKP’ye oy veren vatandaşların ortalamasından daha fazla bir oranda Ordu’ya mesafeli olabilir. Ortalama insanlar erzak paketi dolayısıyla veya daha iyi ve inandırıcı bir alternatif olmadığı gerekçesiyle AKP’ye oy verirken, şehit olan bir oğlundan sonra ikincisinin de hazır olduğunu söyleyen vatansever, devlet ve Ordu yanlısı insan kitlesidir. Söz konusu gruplar bu kitleyi Ordu aleyhine ifsat etmek için ellerinden geleni yapsalar da, bu gerçek değişmiyor. Durum böyle olunca, TSK ile kavganın AKP’ye yararı olacağını zannedenler ve bu kavga için yeterli halk desteğinin hazır olduğunu sananlar büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını görebilirler. Tıpkı komünistlik yaptıkları yıllarda, halkın kendilerine sahip olacağına vehmettikleri gibi...

Hasan Ünal
13.08.2007
Tercüman Gazetesi

Yorumlar