LÜTFEN UNUTMAYALIM!

Ülkemiz de bütün sorunları hallettik ve tek sorunumuz olan anayasa paketine odaklandık. Ne diyelim şaşkınlıkla izliyoruz medyayı. Gündemi meşgul eden 12 Eylül darbesinin üzerinden tam 30 yıl geçti. O günlerde nice ocaklara ateş düştü. Nice gençler darağaçlarında, işkencelerde can verdi.O günleri yaşayanlar elbette yüreklerinde acıyı hala duyuyor ama bu günün o günlerden farkı ne acaba?...
Yine göz yaşı, nice fidanlar teröre kurban veriliyor.Yine anaların göz yaşı dinmiyor.Bu gün bunlara çare bulunacağına 30 yıl önceki yaşananların hesabı sorulacak deniyor.Ne duruyorsunuz sizi engelleyen hiçbir şey yok. İmralı da yaşayan bebek katilinden ve PKK terör örgütü üyelerinden neden hesap sormuyorsunuz?
Evet faili meçhul olan aydınlarımızın katillerinden hesap sorabildik mi?Kemal Türkler’in katiline zaman aşımı oluyor, ailesinin feryadını kimse duymuyor ama her nedense 30 yıl önceki geçmiş bir bir film şeridi gibi halka sunuluyor. Suçlu 30 yıl önceki de suçlu, 20 yıl önce ki de suçludur. Suçun zaman aşımı olmaz. Ha! yanlış anlaşılmasın asla ve asla 12 eylül’ü savunmam ve hatta hesap sorulsun isterim. Darbeleri hiç kimse özlemez çünkü demokrasinin yok olmasıdır. İnsanların acı çekmesidir. Bunlarda hem fikiriz amma! yanlış zaman ve dayatmaya getirilen bir Anayasa. Sorarım size o zamanki askeri darbe de, şimdi yapılmak istenen sivil darbe değil de nedir?...
O zamankinden ne farkı var?... Zorlama ve çeşitli dalaverelerle halka içeriği tam olarak anlatılmadan duygusal ve mağduriyete sokularak kamuoyuna yansıtılan anayasanın oylatılması ne kadar doğrudur… Bütün kanallarda siyasiler, aydınlar ve kendini yazar, çizer olarak nitelendirenler bu konuyu değerlendiriyor ve anayasanın yargıyı bağımlı hale getirileceği nedense söylenmiyor. Peki! yargısı bağımlı hale gelen bir ülke de özgürlükten, temel hak ve hürriyetlerden bahsedilebilir mi? Herkesin görüşü kendini bağlar ama el insaf be kardeşim! bu ülkenin geleceğini ciddi bir şekilde etkileyecek olan kararlar üzerinden lütfen siyaset yapmayalım. Halkın manevi duygularıyla oynamaya kimsenin hakkı olmadığı gibi o günün mağdurları üzerinden yapılan siyaset ise tamamen mağdurların ailelerini huzursuz etmekten başka bir şey değildir. Nasıl ki geçmişin acıları silinmiyorsa, bu günde teröre sürekli kurban verilen Mehmetçiklerimizin acıları da silinmez. Maneviyatımız da kul hakkının çok önemli olduğunu unutmadan gelecekte vebal altında kalmayı istermisiniz???...
Yargıda bağımlılık kölelik, kulluk dönemini getirir.Son pişmanlık fayda etmez ve Türkiye’yi hiçbir şey kurtaramaz. Geleceğimizi kendimiz belirleyeceğimizden dolayı iyi düşünelim!!!
İnsanların ilgisi başka yönlere çekilerek bu referandum ile HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmek istendiğini, Siyasetin yargıyı etkileyeceğini lütfen UNUTMAYALIM!...

22.07.2010
Nermin AYDINLI

Yorumlar

  1. İnsanların ilgisi başka yönlere çekilerek bu referandum ile HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilmek istendiğini, Siyasetin yargıyı etkileyeceğini lütfen UNUTMAYALIM!...

    Nermin hanım siz Türkiye'de yaşıyorsunuz dur herhalde. Bu yazınızla Türkiye de yaşamıyor intibahı uyandı bende de. Bence bu referandum ile HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının değiştirilerek, Siyasetin yargıyı etkisi kaldırılıyor.

    Şimdiye kadar bazı partiler hep müdahale etmedimi yanlış olmasın şimdiye kadar buralar bazı partilerin organları gibi çalışmadımı ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder