TERÖR LAFLA DEĞİL, KARARLI MÜCADELE İLE BİTİRİLİR…

PKK terör örgütü her gün can almaya devam ediyor. PKK’nın uzantısı meclisteki temsilcisi olan BDP’lilerin açıkça Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okurcasına ‘Kırsal kesimdeki tüm yolların PKK’nın denetiminde olduğu ve müzakereye geçilmesinin gerektiği’ şeklindeki açıklamaları ile ülkemiz sadece terör ile mücadele içinde olmadığını, bazı bilinmez denklemlerle uğraşıldığını göstermektedir.

Şehit kanlarıyla beslenen PKK, dış güçlerin ve ülkemizde ki işbirlikçilerinin destekleriyle iyice çığırından çıkmıştır. Aldığı görevleri harfiyen yerine getirerek ülke de kargaşa ve istikrarsızlıkla halkın arasında infial yaratmaya çalışması bazı siyasilerin, bazı yorumcu ve yazarların istikrar için müzakere yapılmasının gerektiğini söylemektedir. Müzakere kiminle ve ne şartlarda yapılacak bunu nedense açıkça dillendirememektedirler.

Peki çözüm nedir?

Kürt şovenizmi PKK’nın kanlı eylemleriyle desteklenirken, kendini aydın diye niteleyenler tarafından, başta masum gibi gösterilen Kürtçe eğitim den başlayan isteklerle yetinmeyerek özerkliğe doğru gidildiği açıkça telaffuz edilmektedir ki, bu da Türkiye Cumhuriyeti devletinin parçalanmasıdır!

Yabancı destekli ve ülkemizde ki işbirlikçileri sayesinde PKK binlerce ocaklar söndürdü. Bu terörist örgütle, isyancılarla devlet nasıl müzakere içinde olabilir? Bunun kabul edilebilirliği asla mümkün değildir!

Müzakere demek; Kürdistan’a evet demektir!
                             Öcalan’ı muhatap almak demektir!
                             Bunca şehitlerimizin kanlarının boşa dökülmesi demektir!
                             Türkiye Cumhuriyeti devletinin çapulculara teslimiyeti demektir!

Demokratikleşme adı altında çözüm isteyenler, askerimizi, polisimizi, masum vatandaşımızı katleden canileri savunarak maksatlarını oldukça aşmış, insanların acılarını bile yaşamalarına izin vermemiştir. Her şey aleni ortada iken siyasi erklerin kelime oyunları ile olayları geçiştirmesi halkı hem endişeye, hem de devletine karşı güvensizliğe iter.

Bu son yaşananlar da gösteriyor ki, psikolojik savaş olmaktan çıkmış, PKK’nın bir takım güçlerin desteğiyle Türkiye Cumhuriyetine karşı resmen savaşı haline gelmiştir.

Bu bir isyandır!
Türkiye Cumhuriyeti devleti isyancılarla müzakere yapmaz!

Ülkemizin jeopolitik önemi nedeniyle birilerinin iştahını kabartmaktadır. Ülkemiz de terörle mücadele de büyük zafiyet yaşanmaktadır. Politik hesaplar bir tarafa bırakılmalı ve ülke bütünlüğü gözetilmelidir. O zaman taviz verilmeden, halkı aydınlatarak daha fazla kan dökülmesine engel olmaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevi, iç ve dış güvenliğini sağlaması, yurdumuzun bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruması olduğuna göre, yıllarca hainlerle mücadele içinde olan ordumuz sivilleştirme ile daha fazla yıpratılmamalıdır. Geçmişi kahramanlıklarla dolu Türk ordusu Türk Ulusunun en değerli kurumudur. Peygamber ocağı olan askerlik görevi kutsaldır. Türk Ordusunun başı Cumhurbaşkanı ise, bu olaya biran evvel müdahale etmeli ve güçlendirilmiş bir orduyla başkomutanlık görevini yerine getirmelidir.

Ancak, PKK terörü, topyekun askeri ve ekonomik bir mücadeleyle yok edilebileceği de unutulmamalıdır!

SON SÖZÜM: Terör lafla değil, kararlı mücadele ile bitirilir…

21.9.2012

Nermin AYDINLI

Yorumlar